Ceza hukuku süreçleri avukatsız takip edilmemesi gereken ciddi süreçlerdir. Whatsapp hattımızdan iletişime geçerek ceza hukuku birimimizden hukuki destek talep edebilirsiniz.
Ceza davaları avukatsız takip edilmemesi gereken ciddi süreçlerdir. Whatsapp hattımızdan iletişime geçerek ceza hukuku birimimizden hukuki destek talep edebilirsiniz.
Limited şirket kuruluşu için gerekli evraklar, sermaye şartı, ortaklık yapısı gibi konularda size danışmanlık vererek sürecin sorunsuz ilerlemesini sağlayabiliriz.
Mağduriyetinizi gidermek için tıbbi malpraktis davası açma hakkınız bulunmaktadır. Whatsapp hattımızdan iletişime geçerek sağlık hukuku birimimizden hukuki destek talep edebilirsiniz.
Tedavi kayıtlarınızı içeren hasta dosyasına ulaşmak için dava açmanız şart değildir. Hasta olarak, tıbbi kayıtlarınıza erişme hakkınız vardır. Türkiye’de, bu hak Hasta Hakları Yönetmeliği ile korunmaktadır.
Kıdem ve ihbar tazminatı gibi haklarınızın yanı sıra işe iade davası açma hakkınız da olabilir. Durumunuzu değerlendirerek size en uygun yolu gösterebiliriz.
Sözleşmenizi inceleyerek size maddelerin açıklamasını yapabilir ve haklarınız konusunda bilgi verebiliriz. Gerekirse sözleşme değişikliği veya feshi için hukuki destek sağlayabiliriz.
İdari işlemlere karşı dava açma hakkınız bulunmaktadır. Kararın hukuka uygunluğunu değerlendirerek size dava açma ve takip sürecinde yardımcı olabiliriz.
Tutukluluk halinin kaldırılması veya hafifletilmesi için başvuruda bulunabilir, savunmanızı hazırlayarak yargılama sürecinde sizi temsil edebiliriz.
Kararı istinaf / temyiz etme hakkınız bulunmaktadır. Whatsapp hattımızdan iletişime geçerek haklarınızın korunması için hukuki destek talep edebilirsiniz.
Kişisel Verileri Koruma Kurumu’na şikayet hakkınız bulunmaktadır. Ayrıca, maddi ve manevi tazminat davası açabilirsiniz. Bu süreçte size hukuki danışmanlık ve temsil hizmeti sunabiliriz.
Tüketici olarak cayma hakkı, ayıplı mal/hizmetten iade hakkı gibi haklarınız bulunmaktadır. Haklarınızı kullanmanız ve sorununuzu çözmeniz için size yardımcı olabiliriz.
Fikri mülkiyet haklarınızı korumak için hukuki yollara başvurabilirsiniz. İhlalin tespiti, ihtarname gönderilmesi ve dava açılması gibi süreçlerde size destek olabiliriz.
Ortaklık yapısı değişikliği için gerekli hukuki prosedürleri yerine getirmeniz ve yeni bir ortaklık sözleşmesi hazırlamanız gerekebilir. Bu süreçte size danışmanlık hizmeti sunabiliriz.
Hasta hakları ihlali durumunda şikayet hakkınız bulunmaktadır. Ayrıca, tazminat davası açabilirsiniz. Hukuki süreçte size destek olabiliriz.
Mobbing’e karşı hukuki yollara başvurma hakkınız bulunmaktadır. İspat süreci ve dava açma konusunda size yardımcı olabiliriz.
Sözleşme türüne göre fesih şartları değişebilir. Sözleşmenizi inceleyerek size fesih için gerekli şartlar ve hukuki süreç hakkında bilgi verebiliriz.
Kiralananı sonradan satın alan kişi, kanundaki tabiri ile YENİ MALİK, Türk Borçlar Kanunu madde 351 uyarınca Kiralananı edindiği tarihten başlayarak bir ay içinde ihtiyacını, kira ilişkisine devam etmeyeceğini ve konut boşaltılmazsa davanın açılacağını kiracıya yazılı olarak bildirmelidir. Bildirim şartı vardır, dikkat edilmelidir. Bu bildirim yapıldıktan sonra altı ay sonra dava açılabilmektedir.
Tahliye Davaları hakkında detaylı bilgiye ….. de yer alan makalemizden ulaşabilirsiniz.
İdari yargıda dava açarak yapılaşmanın durdurulmasını veya yıkılmasını talep edebilirsiniz. Dava sürecinde size hukuki destek sağlayabiliriz.
Masumiyet karinesinden faydalanarak savunma yapma hakkınız vardır. Savunmanızı hazırlayarak sizi yargılama sürecinde temsil edebiliriz.
Alacak davası açma süreci ve gerekli belgeler hakkında size bilgi verebilir, dava dilekçesini hazırlayarak dava takibini yapabiliriz.
Şirketinizin KVKK’ya uyum durumunu değerlendirerek size rapor sunabilir ve gerekli uyum çalışmalarını yapmanıza yardımcı olabiliriz.
Mesafeli satış sözleşmesi, kullanıcı sözleşmesi, gizlilik politikası gibi sözleşmeleri hazırlayarak e-ticaret sitenizin hukuka uygun olmasını sağlayabiliriz.
Saldırının türüne ve boyutuna göre farklı hukuki yollara başvurabilirsiniz. Size saldırı türünü tespit etme, delil toplama ve hukuki süreçleri yönetme konusunda yardımcı olabiliriz.
Avukatlık hizmetinin ücret alınmaksızın yürütülmesi yasak olup, böyle bir durum avukatın disiplin sorumluluğunu gerektirmektedir. Bu nedenle, yüz yüze ve online hukuki danışmanlık hizmeti ve her türlü iş ve dava takibi ücretlidir.
Hukuki destek almak istediğiniz konuya ilişkin randevu sürecinizde ilk olarak kısa form doldurmanız istenecek, sonrasında hukuki hizmet süresi / kapsamı belirlenerek avukatlık hizmeti ücreti size bildirilecek ve ödemenin OLEGAL’in İBAN numarasına yapılmasının ardından görüşme randevusu planlanacaktır. Ödeme alındıktan sonra serbest meslek makbuzu düzenlenecektir.
Online görüşmelerle ilgili bilgi almak veya randevu talebinde bulunmak için +90 541 338 00 50 numaralı telefonu arayabilir ya da WhatsApp üzerinden bizimle iletişime geçebilirsiniz.
OLEGAL avukatlarının sizi temsil etmesi yönünde karşılıklı anlaşma sağlandığı takdirde Türkiye’de ikamet eden müvekkillerimiz Noter aracılığı ile yurtdışında ikamet eden Müvekkillerimiz bulundukları ülkelerde yer alan konsolosluklar aracılığı ile vekaletname düzenlettirebilmektedir.
Sizlere en yakın Türk Konsolosluğuna başvurarak vekaletname düzenlettirebilirsiniz.
OLEGAL, hukuki danışmanlık hizmetlerini sadece yüz yüze değil, aynı zamanda online platformlar üzerinden de sunmaktadır. Online danışmanlık, yurtiçinde veya yurtdışında bulunan, zaman sıkıntısı yaşayan ya da yüz yüze görüşmeye gelemeyen kişiler için ideal bir seçenektir. Ayrıntılı bilgi almak ve randevu oluşturmak için bizimle iletişime geçebilirsiniz.
Hukuki süreçleriniz hakkında bilgi almak veya randevu talebinde bulunmak için +90 541 338 00 50 numaralı telefonu arayabilir ya da WhatsApp üzerinden bizimle iletişime geçerek randevu oluşturabilirsiniz.
Hukuki danışmanlık hizmetlerimiz talebiniz doğrultusunda online veya yüzyüze planlanabilmektedir. Randevu talebinde bulunmak için +90 541 338 00 50 numaralı telefonu arayabilir ya da WhatsApp üzerinden bizimle iletişime geçerek randevu oluşturabilirsiniz.
Görüşmelerin süresi genellikle 60 dakika ile sınırlıdır ve randevu zamanı, sizin ve ofisimizin müsaitliğine göre planlanmaktadır.
Görüşmeden önce, tarafınızca sağlanan tüm bilgi ve belgelerin info@oktaylegal.com adresine e-posta yoluyla gönderilmesi, görüşmenin verimliliğini artıracaktır.
OLEGAL, başta sağlık hukuku olmak üzere, ceza hukuku, idare hukuku, sözleşme hukuku, ticaret hukuku, şirketler hukuku, gayrimenkul hukuku, internet ve bilişim hukuku, basın hukuku, kişisel verilerin korunması hukuku, vergi hukuku ve iş hukuku ve hukukun diğer tüm alanlarından doğan danışmanlık talepleri ile dava takibi hizmetlerini alanında uzman ve deneyimli ekibi ile sunmaktadır.
OLEGAL, başta sağlık hukukundan doğan davalar olmak üzere, ceza hukuku, idare hukuku, sözleşme hukuku, ticaret hukuku, şirketler hukuku, gayrimenkul hukuku, internet ve bilişim hukuku, basın hukuku, kişisel verilerin korunması hukuku, vergi hukuku ve iş hukuku ve hukukun diğer tüm alanlarından doğan hukuki ihtilafların çözümünde alanında uzman ve deneyimli ekibi ile müvekkillerine hizmet sunmaktadır.
Yurtiçi ve yurtdışından bizlere gelen hukuki danışmanlık ve dava takip taleplerini yerine getiriyoruz. İstanbul başta olmak üzere Türkiye ‘deki tüm il ve ilçelerde dava takibi yapıyor ve dava açıyoruz.
Gelişen teknolojinin yargı sisteminde de kullanımının yaygınlaşması ile online duruşma imkanları getirilmiştir. Online duruşmalar yalnızca hukuk davalarında uygulanmaktadır ve yalnızca avukatlar online katılabilmektedir. Avukat olmayan taraflar online duruşmaya katılamaz. Ceza davalarında yüz yüze duruşmaya katılım esastır ve online duruşma yapılmamaktadır. İstisnai hallerde Mahkemenin kabul etmesi durumunda ceza davalarında SEGBİS ile müvekkil yanında uzaktan ifadeye katılım sağlanmaktadır.
Online ve yüz yüze yapılan tüm görüşmelerde, avukatın gizlilik yükümlülüğü çerçevesinde tüm bilgiler ve belgeler titizlikle korunmaktadır. Sizden alınan bilgiler kesinlikle gizli tutulur ve üçüncü şahıslarla paylaşılmaz.
Duruşmalara katılım dava türünüze ve aşamasına göre değişmektedir. Hukuk davalarında “anlaşmalı boşanma” gibi spesifik durumlar hariç duruşmaya bizzat katılmanız gerekmez, avukatınızın sizi temsil etmesi yeterlidir.
Ceza davalarında ise tarafların hakim huzurunda dinlenmesi gerekmektedir ve duruşmalara katılmanız gerekmektedir. Ceza veya hukuk davası olması fark etmeksizin bir dosyada tanık sıfatı ile yer alıyorsanız muhakkak duruşma salonunda hakim huzurunda tanık beyanınızı sunmanız ve ardından duruşma zaptındaki beyanınıza imzanızı atmanız gerekir.
Hukuki süreçlerin takip edilmesi, hak ve menfaatlerinizin en etkili şekilde korunması ancak sürecin hukuk profesyonelleri tarafından yönetilmesi ile mümkündür. Sizlere yardımcı olabilmemizi istediğiniz konular için bizimle iletişim kurabilirsiniz.
Her dava özelliğine göre birbirinden farklı harç ve masraflar ödenmesini gerektirmektedir. Bu miktarlar hukuki destek almak istediğiniz konuya göre Harçlar Kanunu ve yargı uygulamasında alınan masraflar dikkate alınarak hesaplanmaktadır. Hukuki hizmet tekliflerimizde ortalama masraf değerlendirmesi yapılmaktadır.
SIKÇA SORULAN SORULAR SAĞLIK HUKUKU
“Doktora dava açılır mı?" sorusunun yanıtı, davanın içeriğine ve durumuna bağlıdır. Eğer bir kişi kendisinin ya da yakınının doktordan bir hata, ihmal veya kötü muamele nedeniyle zarar gördüğünü düşünüyorsa, hukuk yoluna başvurabilir. Bu tür davalar, genellikle malpraktis davaları olarak adlandırılır.
Malpraktis davaları, doktorun tedavi sırasında standart tıbbi uygulamalara uymaması, yanlış teşhis koyması, yanlış tedavi uygulaması, komplikasyon yönetiminin uygun yapılamaması, hastanın aydınlatılmış onamının alınmaması gibi durumlarda hastanın zarara uğradığı halleder açılabilir.
Ancak yaşadığınız durumun malpraktis niteliğinde olup olmadığını bir sağlık hukuku avukatı ile değerlendirmeniz önemlidir. Bu durum hem sizlerin hem de sağlık sisteminin gereksiz yargılamaya maruz kalmasını önleyecektir.
Doktor savunması hakkında detaylı bilgilere, Günsel Sağlık Hukuku Bülteni'nde yer alan makalemizden ulaşabilirsiniz: 5 Soruda Doktor Savunması Nasıl Olmalı?
Öncelikle belirtmek isteriz ki ülkemizde tazminat müessesi zenginleştirici unsurları kapsamamaktadır. Doktora açılacak bir tazminat davasının tutarı, davanın spesifik koşullarına ve hastanın / yakınlarının uğradığı zararın boyutuna bağlı olarak değişir. Tazminat miktarı; uğranan zarar, tedavi masrafları, hastane giderleri, ilaç giderleri, psikolojik destek ve fizyoterapi masrafları , bakıcı giderleri gibi somut zararlar dikkate alınarak belirlenir. Ayrıca hastanın / yakınının yaşadığı duygusal zorluklar ve yaşam kalitesindeki azalma göz önünde bulundurularak acı ve ıstırabı telafi etmeye yönelik manevi tazminat talep edilebilir. Manevi tazminat miktarı, mahkemeye ve davanın somut koşullarına göre değişkenlik gösterebilir. Emsal Yargıtay / Danıştay kararlarında yer alan tazminat miktarları hakkında bilgiyi sağlık hukuku uzmanı bir avukattan ya da ofisimizin sağlık hukuku departmandan danışmanlık hizmeti alabilirsiniz.
Doktorun ameliyatta yaptığı hata, malpraktis ya da tıbbi hata olarak tanımlanmaktadır. Malpraktis durumunda doktorların tazminat, ceza ve disiplin sorumluluğu gündeme gelebilir. Ancak hasta ya da yakınlarının doktoru şikayet etmeden önce, sadece ortaya çıkan sonuca değil, süreçteki tüm eylemlere tıbbi bir bakış açısıyla yaklaşmaları çok önemlidir. Bu nedenle, sağlık hukuku uzmanı bir avukattan ve konunun uzmanı bir hekim/adli tıp uzmanından görüş alınması büyük bir öneme sahiptir. Gereksiz şikayetler hasta ya da yakınlarına hem maddi hem manevi zarar verebileceği gibi, özverili doktorlar için de üzücü bir durumdur.
Evet, yanlış tanı koyan bir doktor cezai veya hukuki sorumlulukla karşılaşabilir. Bu durum, olayın koşullarına, doktorun eyleminin niteliğine ve sonucuna bağlıdır. Öncelikle, hastada veya hasta yakınlarında maddi ya da manevi bir zarar oluşup oluşmadığı değerlendirilir.
Eğer gerekli koşullar varsa:
- Tazminat Sorumluluğu: Doktor veya hastane, maddi ve/veya manevi tazminat ödemekle yükümlü olabilir.
- Disiplin Sorumluluğu: Doktora uyarı, kınama, para cezası veya meslekten men gibi disiplin cezaları verilebilir.
Ceza Sorumluluğu: Ceza yargılaması sonucunda hapis cezası, para cezası veya geçici/kalıcı meslekten men cezası uygulanabilir.
Türk Ceza Kanunu Madde 85/1 kapsamında “Taksirle bir insanın ölümüne neden olan kişi, iki yıldan altı yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” Bu hükme göre, bir doktorun malpraktis eylemi sebebiyle hastanın hayatını kaybetmesi durumunda, doktor iki yıldan altı yıla kadar hapis cezasıyla yargılanabilir.
Her vaka, hukuki, etik ve mesleki açıdan ayrı değerlendirilir.
Doktor hatası ceza davaları hakkında detaylı bilgilere, Günsel Sağlık Hukuku Bülteni'nde yer alan makalemizden ulaşabilirsiniz: 5 Soruda Doktor Hatası Ceza Davaları
Hatalı ameliyat yapan bir doktoru şikayet etmek için Sağlık Bakanlığı Alo 184 SABİM Hattı, Türk Tabipleri Birliği (Tabip Odası kaydı olan doktorlar için) veya doğrudan Savcılık üzerinden başvuru yapabilirsiniz. Hastanede görevli bir doktor ise Başhekimlik ya da Hasta İletişim Birimi aracılığıyla dilekçe vererek şikayette bulunabilirsiniz. Ayrıca tazminat davaları, doktorun kamu ya da özel sektörde çalışmasına bağlı olarak idare mahkemeleri veya tüketici mahkemelerinde açılabilir.
Ancak hasta ya da yakınlarının doktoru şikayet etmeden önce, sadece ortaya çıkan sonuca değil, süreçteki tüm eylemlere tıbbi bir bakış açısıyla yaklaşmaları çok önemlidir. Gereksiz şikayetler hasta ya da yakınlarına hem maddi hem manevi zarar verebileceği gibi, özverili doktorlar için de üzücü bir durumdur. Daha fazla bilgi veya hukuki destek için sağlık hukuku uzmanı bir avukata ya da ofisimizin sağlık hukuku departmanına danışabilirsiniz.
Malpraktis davaları, sağlık hizmeti sunumu sırasında hastaya zarar veren eylemlerden dolayı aşağıdaki kişi veya kurumlara karşı açılabilir:
- Doktora Karşı: Eğer hata, doktorun kişisel ihmali veya hatalı müdahalesinden kaynaklanıyorsa, doğrudan doktora karşı dava açılabilir.
- Hastaneye Karşı: Bir hastane bünyesinde sunulan hizmet açısından hizmet sunumundaki eksiklikler veya organizasyon sorumluluğu nedeniyle hastane de sorumludur. Diğer yandan, doktorun eylemi açısından da kusursuz sorumlulukları olduğu için doktor ile birlikte hastaneye de tazminat davası açılabilir. Ancak kamu hastanelerinde dava, doğrudan doktora değil, kamu idaresine (örneğin Sağlık Bakanlığı'na) karşı açılır. Ceza sorumluluğu bireysel olduğu için doktora karşı savcılığa suç duyurusunda bulunulacaktır.
- Sağlık Ekibine Karşı:Bazen malpraktis, bir ekip çalışmasının parçası olarak ortaya çıkar. Bu durumda sorumlu hemşire, anestezi uzmanı veya diğer sağlık personeli de dava kapsamına alınabilir.
- Sigorta Şirketine Karşı:Doktorların yasa gereği Tıbbi Kötü Uygulamaya İlişkin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası bulunmaktadır. Sigorta bilgisini temin ederek, doktora karşı iddiaları sigorta şirketine de yöneltebilirsiniz.
Not: Kamu kurumlarına karşı tazminat davaları idare mahkemelerinde, özel hastane veya özel hekimlere karşı davalar ise tüketici mahkemelerinde görülür. Daha fazla bilgi veya hukuki destek için sağlık hukuku uzmanı bir avukata ya da ofisimizin sağlık hukuku departmanına danışabilirsiniz.
Doktorun yanlış teşhis koyması, malpraktis ya da tıbbi hata eylemi olarak tanımlanabilir. Malpraktis durumunda genel olarak doktorların tazminat, ceza ve disiplin sorumluluğu gündeme gelebilir. Ancak burada ortaya çıkan sonuç, zararın varlığı ilk olarak değerlendirilmelidir. Yanlış teşhis tazminat ya da ceza sorumluluğu gerektirmese de bazı durumlarda disiplin sorumluluğu gerektirir. Her şekilde hasta ya da yakınlarının doktoru şikayet etmeden önce, sadece ortaya çıkan sonuca değil, süreçteki tüm eylemlere tıbbi bir bakış açısıyla yaklaşmaları çok önemli. Bu nedenle, sağlık hukuku uzmanı bir avukattan ve konunun uzmanı bir hekim/adli tıp uzmanından görüş alınması büyük bir öneme sahiptir. Gereksiz şikayetler hasta ya da yakınlarına hem maddi hem manevi zarar verebileceği gibi, özverili hekimler için de üzücü bir durumdur.
Doktor hatası davalarının görevli ve yetkili mahkemesi, her olayın özelliklerine göre değişkenlik gösterir. Ancak muayenehane ya da özel hastane/tıp merkezi/klinik doktorları için tazminat davaları tüketici mahkemelerinde görülmektedir. Kamu hekimleri açısından tazminat davaları, idare mahkemelerinde kamu hastanesine karşı açılır. Savcılık suç duyurusu sonrası açılan davalar ise ağırlıklı olarak Asliye Ceza Mahkemelerinde görülmektedir. Hangi İl / İlçe mahkemesinde dava açılacağı hususu ise hastanın ikametgahı veya tedavinin yapıldığı yere göre değerlendirilecektir. Hukuki teknik bir konu olması sebebiyle daha fazla bilgi veya hukuki destek için sağlık hukuku uzmanı bir avukata ya da ofisimizin sağlık hukuku departmanına danışabilirsiniz.
Özel hastanelerde sunulan hizmetler açısından, hastanenin çalıştırdığı doktorun eylemlerinden dolayı kusursuz sorumluluğu bulunmaktadır. Yani hastane garantör durumundadır. Ayrıca, organizasyon sorumluluğu denilen cihazların kontrolü, otelcilik hizmetleri, temizlik hizmetleri gibi süreçlerden hastaneler bizzat sorumludur. Bu bağlamda davalar, doktor ile birlikte hastaneye karşı da tazminat davası açılabilmektedir. Kamu doktorları açısından tazminat davası ise sadece idare mahkemelerinde hastaneye/sağlık bakanlığına yöneltilmektedir
Yanlış tedavi yapan doktoru şikayet etmek için Sağlık Bakanlığı Alo 184 SABİM Hattı, Türk Tabipleri Birliği (Tabip Odası kaydı olan doktorlar için) veya doğrudan Savcılık üzerinden başvuru yapabilirsiniz. Hastanede görevli bir doktor ise Başhekimlik ya da Hasta İletişim Birimi aracılığıyla dilekçe vererek şikayette bulunabilirsiniz. Ayrıca tazminat davaları, doktorun kamu ya da özel sektörde çalışmasına bağlı olarak idare mahkemeleri veya tüketici mahkemelerinde açılabilir. Daha fazla bilgi veya hukuki destek için sağlık hukuku uzmanı bir avukata ya da ofisimizin sağlık hukuku departmanına danışabilirsiniz.
Yanlış teşhis ve tedavi, bir diğer adıyla malpraktis, “bilgirsizlik, deneyimsizlik ya da ilgisizlik nedeni ile bir hasta nın zarar görmesi, hekimliğin kötü uygulanmasıdır” (Türk Tabipleri Birliği Hekimlik Meslek Etiği Kuralları, md.13).
Yanlış tedavi, genellikle malpraktis / tıbbi hata olarak değerlendirilir ve hastalar ya da hasta yakınları tarafından sağlık kuruluşlarına, doktorlara veya ilgili sağlık personeline karşı tazminat davaları açılabilir. Ayrıca, sağlık hukukunda yanlış tedavi, hasta haklarının ihlali anlamına gelir ve sağlık profesyonellerinin yasal ve etik sorumluluklarını ihlal etmeleri durumunda cezai ya da disiplin cezalarına neden olabilir.
Ayrıntılı bilgiye, Tıbbi Hata mı Komplikasyon mu? başlıklı makalemizden ulaşabilirsiniz: Tıbbi Hata mı Komplikasyon mu?
Evet, yanlış teşhis koyan doktora dava açılabilir. Yanlış teşhis, tıbbi hatalar arasında yer alır ve bu durumda hasta veya hasta yakınları, doktoru ya da sağlık kuruluşunu çeşitli açılardan sorumlu tutabilir. Bu tür bir dava, genellikle malpraktis / tıbbi hata olarak değerlendirilir ve tazminat davası açılmakla birlikte ceza davası için suç duyurusu ve disiplin süreci başlatılabilir. Daha fazla bilgi veya hukuki destek için sağlık hukuku uzmanı bir avukata ya da ofisimizin sağlık hukuku departmanına danışabilirsiniz.
Doktorun ameliyatta hata yapması durumu malpraktis ya da tıbbi hata eylemi olarak tanımlanabilir. Malpraktis durumunda genel olarak doktorların tazminat, ceza ve disiplin sorumluluğu gündeme gelebilir. Ancak burada ortaya çıkan sonuç, zararın varlığı ilk olarak değerlendirilmelidir. Yanlış teşhis tazminat ya da ceza sorumluluğu gerektirmese de bazı durumlarda disiplin sorumluluğu gerektirir. Her şekilde hasta ya da yakınlarının doktoru şikayet etmeden önce, sadece ortaya çıkan sonuca değil, süreçteki tüm eylemlere tıbbi bir bakış açısıyla yaklaşmaları çok önemli. Bu nedenle, sağlık hukuku uzmanı bir avukattan ve konunun uzmanı bir hekim/adli tıp uzmanından görüş alınması büyük bir öneme sahiptir. Gereksiz şikayetler hasta ya da yakınlarına hem maddi hem manevi zarar verebileceği gibi, özverili hekimler için de üzücü bir durumdur.
Ayrıntılı bilgiye, Tıbbi Hata mı Komplikasyon mu? başlıklı makalemizden ulaşabilirsiniz: Tıbbi Hata mı Komplikasyon mu?
Şikayet bir hasta hakkıdır. Yanlış tedavi yapan doktoru şikayet etmek için Sağlık Bakanlığı Alo 184 SABİM Hattı, Türk Tabipleri Birliği (Tabip Odası kaydı olan doktorlar için) veya doğrudan Savcılık üzerinden başvuru yapabilirsiniz. Hastanede görevli bir doktor ise Başhekimlik ya da Hasta İletişim Birimi aracılığıyla dilekçe vererek şikayette bulunabilirsiniz. Ayrıca tazminat davaları, doktorun kamu ya da özel sektörde çalışmasına bağlı olarak idare mahkemeleri veya tüketici mahkemelerinde açılabilir. Daha fazla bilgi veya hukuki destek için sağlık hukuku uzmanı bir avukata ya da ofisimizin sağlık hukuku departmanına danışabilirsiniz.
Hastaneler sağlık hizmeti sunan kuruluşlardır. Hastaneden alınan hizmetler nedeniyle bir memnuniyetsizlik oluşursa ve bu durum hasta ya da yakınlarında zarar yaratırsa, hastaneye karşı dava açılabilir.
Bünyelerinde görev yapan doktorlar ve tüm sağlık çalışanlarının eylemleri sebebiyle hastaneler kusursuz sorumluluk ilkesi ile hastalara karşı sorumludur.
Hastaneye karşı açılan davalar, genellikle malpraktis tazminat davaları olarak açılır. Ayrıca, organizasyon sorumluluğu kapsamında, cihaz, otelcilik hizmetleri, yemek hizmetleri, vale hizmetleri gibi süreçlerde hasta veya yakınlarının zarar görmesi durumunda alacak veya tazminat davaları açılabilir.
Bunun yanı sıra, SGK'lı hastalara bakan özel hastanelerin SGK fark ödemeleri veya ilave ücretleri nedeniyle hasta veya yakınları tarafından alacak davası da açılabilir.
Yine hastanenin organizasyon sorumluluğu sebebiyle mesul müdür / başhekimin ceza hukuku sorumluluğu da bulunmakta olup, Savcılığa bu yönde suç duyurusunda bulunulabilir.
Ayrıntılı bilgiye, Hastanelerin Organizasyon Yükümlülüğü başlıklı makalemizden ulaşabilirsiniz: Hastanelerin Organizasyon Yükümlülüğü
Devlet Hastanesi, Sağlık Bakanlığı’na bağlı olarak görev yapmakta olup, Anayasal bir hak olan sağlık hizmetinin kamuya gereği gibi sunulmasından Sağlık Bakanlığı sorumludur. Bu nedenle, Devlet Hastanesi’nde alınan sağlık hizmeti sebebiyle maddi veya manevi bir zarar oluştuğunda, ilgili Devlet Hastanesine veya Sağlık Bakanlığı’na karşı dava açabilirsiniz.
Dava açmadan önce idareye, yani ilgili hastane veya Sağlık Bakanlığı’na başvuruda bulunmak zorunludur. İdari Yargılama Hukuku’ndaki usul ve süreler büyük önem taşıdığı için hukuki destek almanız önerilir. Daha fazla bilgi veya destek için sağlık hukuku uzmanı bir avukata ya da ofisimizin sağlık hukuku departmanına başvurabilirsiniz.
Ayrıntılı bilgiye, Hastanelerin Organizasyon Yükümlülüğü başlıklı makalemizden ulaşabilirsiniz: Hastanelerin Organizasyon Yükümlülüğü
Devlet Hastanesi, Sağlık Bakanlığı’na bağlı olarak görev yapmakta olup, Anayasal bir hak olan sağlık hizmetinin kamuya gereği gibi sunulmasından Sağlık Bakanlığı sorumludur. Bu nedenle, Devlet Hastanesi’nde alınan sağlık hizmeti nedeniyle maddi veya manevi bir zarar oluşması halinde, ilgili Devlet Hastanesine veya Sağlık Bakanlığı’na karşı dava açılabilir. Devlet Hastanesi’nde görev yapan doktora, hizmetten ayrılan bir kusur olmadığı sürece doğrudan dava açılamaz. Devlet Hastanesinde görevli doktorun eylemleriyle ilgili bir dava açılacaksa, bu dava yine hastane üzerinden yönlendirilmelidir.
Ayrıntılı bilgiye, Hastanelerin Organizasyon Yükümlülüğü başlıklı makalemizden ulaşabilirsiniz: Hastanelerin Organizasyon Yükümlülüğü
Tazminat davası açmanın masrafları, her somut olaya göre değişiklik gösterir. İdari yargıda harç ödenmesi gerekirken, tüketici mahkemelerinde harç ödenmez. Malpraktis davalarında teknik inceleme gerektiği için bilirkişi incelemesi zorunludur. Bu nedenle, harç dışında dosya masrafları, bilirkişi ücretleri ve keşif masrafları gibi ek giderler doğurabilir.
Talep edilecek tazminat miktarı ise yaralama, ölüm ya da uğranılan zararın boyutuna göre değişir. Türkiye’de tazminat müessesesi, zenginleştirici bir niteliğe sahip değildir. Bugüne kadar verilen en yüksek tazminat miktarının 21.000.000,00 TL civarında olduğu, 2024 yılı kararlarında ise manevi tazminatlarda genellikle 20.000,00 TL ile 400.000 ,00 TL arasında kararlar verildiği görülmektedir. Ancak hukuk mücadelenizde bu miktarda talepler ile bağlı değilsiniz.
Her olayın kendi özellikleri ve zararın niteliği farklı olduğundan, dava açmadan önce durumunuz avukatınız tarafından değerlendirilerek size detaylı bilgi verilecektir.
Doktor savunması hakkında detaylı bilgilere, Günsel Sağlık Hukuku Bülteni'nde yer alan makalemizden ulaşabilirsiniz: 5 Soruda Doktor Savunması Nasıl Olmalı?
Malpraktis davalarında hasta dosyası, doktorun en önemli delilidir. Doktor süreçteki hasta yararına çaba ve gayretini tıbbi kayıtlara yansıtmalı ve belgelendirmelidir. Davada bilirkişi hasta dosyasındaki kayıt ve notları inceleyerek hastada oluşan durumu değerlendirecektir.
Bunun yanı sıra, hasta dosyaları sadece malpraktis davalarında değil, iş sağlığı ve güvenliği davalarında, sigorta davalarında, miras hukuku davalarında, boşanma davalarında ve medikolegal alandaki ceza davaları gibi da sağlık süreçleriyle ilgili her türlü davada hasta dosyası tıbbi delil niteliği taşır.
Bu nedenle, sağlık profesyonellerinin hasta dosyalarını doğru ve eksiksiz bir şekilde tutması, hem kendi savunmalarını güçlendirir hem de hastaların haklarını korur.
Doktor savunması hakkında detaylı bilgilere, Günsel Sağlık Hukuku Bülteni'nde yer alan makalemizden ulaşabilirsiniz: 5 Soruda Doktor Savunması Nasıl Olmalı?
Hasta hakları ihlali için şikayetlerinizi şu yollarla iletebilirsiniz:
🔹 Hastanede görevli bir doktor ise: Başhekimlik ya da Hasta İletişim Birimi aracılığıyla dilekçe vererek şikayette bulunabilirsiniz.
🔹 Alo 184 SABİM Hattı: Sağlık Bakanlığı'na başvurabilirsiniz.
🔹 Türk Tabipleri Birliği: Tabip Odası kaydı olan doktorlar için başvuru yapabilirsiniz.
Eğer bir zarar oluşmuşsa, doktorun kamu ya da özel sektörde çalışmasına bağlı olarak idare mahkemeleri veya tüketici mahkemeleri üzerinden tazminat davası açılabilir. Ayrıca,Türk Ceza Kanunu kapsamında suç teşkil eden bir eylem varsa, savcılığa suç duyurusunda bulunabilirsiniz.
Daha fazla bilgi veya hukuki destek için sağlık hukuku uzmanı bir avukata veya ofisimizin sağlık hukuku departmanına danışabilirsiniz.
Hasta hakları ihlali için şikayetlerinizi şu yollarla iletebilirsiniz:
🔹 Hastanede görevli bir doktor ise: Başhekimlik ya da Hasta İletişim Birimi aracılığıyla dilekçe vererek şikayette bulunabilirsiniz.
🔹 Alo 184 SABİM Hattı: Sağlık Bakanlığı'na başvurabilirsiniz.
🔹 Türk Tabipleri Birliği: Tabip Odası kaydı olan doktorlar için başvuru yapabilirsiniz.
Eğer bir zarar oluşmuşsa, doktorun kamu ya da özel sektörde çalışmasına bağlı olarak idare mahkemeleri veya tüketici mahkemeleri üzerinden tazminat davası açılabilir. Ayrıca,Türk Ceza Kanunu kapsamında suç teşkil eden bir eylem varsa, savcılığa suç duyurusunda bulunabilirsiniz.
Daha fazla bilgi veya hukuki destek için sağlık hukuku uzmanı bir avukata veya ofisimizin sağlık hukuku departmanına danışabilirsiniz.
Hasta mahremiyeti, bir hasta hakkı olarak oldukça önemlidir. Bu hak, hem Anayasa'da yer alan sağlık hakkı ve özel hayatın gizliği hakkı kapsamında hem de uluslararası sözleşmeler ve Hasta Hakları Yönetmeliğinde ayrıntılı olarak düzenlenmiştir.
Ayrıca hasta mahremiyeti, kişisel verilerin korunması açısından da kişisel veri hukuku çerçevesinde önemli bir yer tutmaktadır. Ek olarak sağlıkta kalite prensipleri kapsamında yapılan düzenlemeler de hasta mahremiyetini güvence altına almak için çeşitli prosedürler yayınlanmıştır.
Mahremiyet hakkı, hastaların sağlık durumları, tedavi süreçleri ve kişisel bilgileri ile ilgili tüm bilgilerin gizli tutulmasını ve yalnızca yetkili kişilerle paylaşılmasını sağlar.
Mahremiyet hakkı, hastaların sağlık durumları, tedavi süreçleri ve kişisel bilgileri ile ilgili tüm bilgilerin gizli tutulmasını ve yalnızca yetkili kişilerle paylaşılmasını sağlar.
Hasta Hakları Yönetmeliği 21. Madde uyarınca hastanın mahremiyetine saygı gösterilmesi esastır. Hasta, mahremiyetinin korunmasını talep edebilir.
Bu hak şunları kapsar:
- Sağlık durumu ile ilgili değerlendirmelerin gizlilik içinde yapılması.
- Muayene, teşhis, tedavi gibi işlemlerin gizlilik ortamında gerçekleştirilmesi.
- Tıbben sakınca yoksa hastanın yanında bir yakınının bulunması.
- Tedaviye alakasız kişilerin müdahale sırasında bulunmaması.
- Hastanın kişisel ve ailevi hayatına müdahale edilmemesi.
- Sağlık harcamalarının gizli tutulması.
Eğer bir kişi kendisinin ya da yakınının doktordan bir hata, ihmal veya kötü muamele nedeniyle zarar gördüğünü düşünüyorsa, hukuk yoluna başvurabilir. Bu tür davalar, genellikle tıbbi malpraktis / doktor hatası davaları olarak adlandırılır.
Tıbbi malpraktis davaları, doktorun tedavi sırasında standart tıbbi uygulamalara uymaması, yanlış teşhis koyması, yanlış tedavi uygulaması, komplikasyon yönetiminin uygun yapılamaması, hastanın aydınlatılmış onamının alınmaması gibi durumlarda hastanın zarara uğradığı hallerde açılabilir.
Malpraktis durumunda genel olarak doktorların tazminat, ceza ve disiplin sorumluluğu gündeme gelebilir. Ancak burada ortaya çıkan sonuç, zararın varlığı ilk olarak değerlendirilmelidir. Yanlış teşhis tazminat ya da ceza sorumluluğu gerektirmese de bazı durumlarda disiplin sorumluluğu gerektirir. Her şekilde hasta ya da yakınlarının doktoru şikayet etmeden önce, sadece ortaya çıkan sonuca değil, süreçteki tüm eylemlere tıbbi bir bakış açısıyla yaklaşmaları çok önemlidir.
Ancak yaşadığınız durumun tıbbi malpraktis niteliğinde olup olmadığını bir sağlık hukuku avukatı ile değerlendirmeniz önemlidir. Bu durum hem sizlerin hem de sağlık sisteminin gereksiz yargılamaya maruz kalmasını önleyecektir.
Özel hastanelerde sunulan hizmetler açısından, hastanenin çalıştırdığı doktorun eylemlerinden dolayı kusursuz sorumluluğu bulunmaktadır. Yani hastane garantör durumundadır. Ayrıca, organizasyon sorumluluğu denilen cihazların kontrolü, otelcilik hizmetleri, temizlik hizmetleri gibi süreçlerden hastaneler bizzat sorumludur. Bu bağlamda davalar, doktor ile birlikte hastaneye karşı da tazminat davası açılabilmektedir. Kamu doktorları açısından tazminat davası ise sadece idare mahkemelerinde hastaneye/sağlık bakanlığına yöneltilmektedir.
Bu kapsamda hastanenin kamu hastanesi ya da özel hastane olmasına göre değerlendirme yapılacak ve koşulları var ise hastaneye organizasyon sorumluluğu yanında tıbbi hata iddiaları ile dava açılabilecektir.
Ayrıntılı bilgiye, Hastanelerin Organizasyon Yükümlülüğü başlıklı makalemizden ulaşabilirsiniz: Hastanelerin Organizasyon Yükümlülüğü
Adli Tıp Kurumu, Adalet Bakanlığı'na bağlı resmi bir bilirkişilik kurumudur. Tıbbi konular teknik ve uzmanlık gerektirdiği için, mahkemeler davaları değerlendirirken ortaya çıkan durumun hukuk açısından suç teşkil edip etmediğini ya da herhangi bir hukuki ayrılık olup olmadığını, adli tıp uzmanları aracılığıyla çözümlemektedir.
Ölümlü vakalarda otopsi incelemeleri Adli Tıp Kurumu tarafından yapılmaktadır. Ayrıca, yaralama, cinsel saldırı, iş kazası, trafik kazası gibi durumlarda, kusur tespiti, adli psikiyatrik değerlendirme, alkol tespiti, maluliyet tespiti ve nedensellik bağı gibi bir dizi konuda da mahkeme adli tıp kurumundan rapor talep etmektedir.
Adli Tıp Kurumu raporları hakkında detaylı bilgilere Güncel Sağlık Hukuku Bülteni'nde yer alan makalemizden ulaşabilirsiniz: Malpraktis Davalarında Adli Tıp Kurumu Raporları
Adli tıp raporunda eksik veya hatalı incelemeler yapılmış ise tıbbi zeminde hukuki savunmaları içeren ayrıntılı itiraz dilekçesinin hazırlanması gerekir.
Adli tıp raporları teknik uzmanlık gerektiren raporlar olması sebebiyle “hatalı” ya da “çelişkili” durumun ne olduğunun Mahkemeye somut belgeler ya da bilimsel deliller ile izahı son derece önemlidir. Bu kapsamda bir sağlık hukuku avukatı ile adli tıp kurumu raporunu değerlendirmeniz önemlidir.
Sunduğunuz itiraz sonrası bu itirazı duruşmada sözlü olarak Mahkemeye sunmak da önemlidir.
Mahkeme itirazları dinledikten sonra ek rapor talep edilmesini ya çelişkilerin giderilmesini talep edebileceği gibi adli tıp kurumu dışında başka bir bilirkişi ya da bilirkişi heyetinde ayrı bir rapor talep edebilir.
Adli Tıp Kurumu raporları hakkında detaylı bilgilere Güncel Sağlık Hukuku Bülteni'nde yer alan makalemizden ulaşabilirsiniz: Malpraktis Davalarında Adli Tıp Kurumu Raporları
Adli tıp raporunun hazırlanma süresi, ölümlü vaka olup olmadığına, tıbbi delillerin adli tıp kurumuna eksiksiz olarak iletilip iletilmediğine ve kişinin muayenesinin gerekip gerekmediğine bağlı olarak değişir. Basit yaralanma ya da değerlendirme gerektiren durumlarda rapor birkaç hafta içinde tamamlanabilirken, daha karmaşık ve ölümlü vakalarda bu süreç aylar sürebilir.
Adli Tıp Kurumu raporları hakkında detaylı bilgilere Güncel Sağlık Hukuku Bülteni'nde yer alan makalemizden ulaşabilirsiniz: Malpraktis Davalarında Adli Tıp Kurumu Raporları
Aydınlatılmış onam, tıbbi müdahalelerde rıza sürecinin önemli bir parçasıdır. Mevzuata göre, rıza yazılı olarak alınmalıdır. Ancak, bilgilendirme süreci sözlü olarak yapılabilir. Bu durumda, hangi konularda bilgilendirme yapıldığına dair ispat yükü doktora aittir.
Aydınlatılmış Onam hakkında detaylı bilgilere Güncel Sağlık Hukuku Bülteni'nde yer alan makalemizden ulaşabilirsiniz: https://oktaylegal.com/5-soruda-aydinlatilmis-onam/
Aydınlatma yükümlülüğünün yerine getirilmemiş oluşu yahut hukuka uygun aydınlatılmış onam formu alınmaması yapılan müdahaleyi hukuka aykırı hale getirir.
Aydınlatılmış onam sebebiyle tazminat davası açılabilir, ceza hukuku kapsamında suç duyurusunda bulunulabilir ve hekimin disiplin sorumluluğu gündeme gelebilir.
Aydınlatılmış Onam hakkında detaylı bilgilere Güncel Sağlık Hukuku Bülteni'nde yer alan makalemizden ulaşabilirsiniz: https://oktaylegal.com/5-soruda-aydinlatilmis-onam/
Uzman görüşü ya da bilimsel mütalaayı davayı açarken ya da davaya ilk cevap dilekçesini sunarken delil listeniz ekinde sunabilirsiniz. Ayrıca dava açıldıktan sonra dilekçe teatisi aşamasında ya da tahkikat aşamasında, özellikle bilirkişi incelemesinin ardından, bilirkişi raporuna yönelik tespit ve yorumlar içerecek şekilde taraflarca sunulabilir. İstinaf ya da Temyiz incelemesi sürecinde de dosyaya ibraz edebilirsiniz. Hem HMK hem de CMK'ya göre uzman görüşü alabilmek için taraflara süre verilemez ve yargılama ertelenemez. Özetle; yargılamanın her aşamasında Uzman Görüşü raporu alınarak mahkemeye delil olarak sunulabilir.
Uzman Görüşü hakkında detaylı bilgilere, Güncel Sağlık Hukuku Bülteni'nde yer alan makalemizden ulaşabilirsiniz:….
Mahkemeler uzman görüşüne uymakla yükümlü değildir. HMK'nın 293. maddesi hükmü kapsamında tarafların aldığı uzman görüşü takdiri delil niteliğindedir.
Uzman Görüşü hakkında detaylı bilgilere, Güncel Sağlık Hukuku Bülteni'nde yer alan makalemizden ulaşabilirsiniz:….
Uzman görüşü, dava sürecinde mahkemeye, teknik ve anlaşılması güç konularda rehberlik eder. Taraflar teknik bir konuda iddialarını Mahkemeye bilimsel zeminde anlatabilmek için ya da dosyadaki bilirkişi raporlarında eksik ya da hatalı bir durum olduğunu ortaya koyabilmek için olayın tam olarak aydınlanabilmesi ve hakkaniyetli adil bir yargılama yapılabilmesi için katkıda bulunmak amacıyla uzman görüşü alarak mahkemeye sunabilir.
Uzman Görüşü hakkında detaylı bilgilere, Güncel Sağlık Hukuku Bülteni'nde yer alan makalemizden ulaşabilirsiniz:….
Yargılamanın her aşamasında Uzman Görüşü raporu alınarak mahkemeye delil olarak sunulabilir. Bu nedenle İstinaf ya da Temyiz incelemesi sürecinde de dosyaya ibraz edebilirsiniz. Ancak temel kural Hem uzman görüşü alabilmek için taraflara süre verilemez ve yargılama ertelenemez.
Uzman Görüşü hakkında detaylı bilgilere, Güncel Sağlık Hukuku Bülteni'nde yer alan makalemizden ulaşabilirsiniz:….
Malpraktis davalarında, tıbbi hataların varlığının belirlenmesi ve anlaşılabilmesi için uzman görüşü, bilimsel bir delil olarak önemli bir rol oynar. Uzman görüşü mahkemenin atadığı bilirkişi incelemesinden ayrı bir görüş olup, uygulamada uzman mütalaası olarak da bilinir. Bu görüş, mahkemeye tıbbî uygulamaların yeterliliği ve sonuçları hakkında objektif bilgi sunar. Böylece, davada tıbbi hataların olup olmadığını, bunların hastaya nasıl zarar verdiğini ve bu hataların sorumluluğunun kimde olduğunu belirlemek amaçlanır. Uzman görüşü hem savunma hem de iddia aşamasında kullanılabilir. Yani, hem doktorlar hem de hasta veya hasta yakınları, tıbbi hataların ortaya konulması ve tıbbi standartların ne şekilde ihlal edildiğini açıklığa kavuşturulması için uzman görüşüne başvurabilir.
Uzman Görüşü hakkında detaylı bilgilere, Güncel Sağlık Hukuku Bülteni'nde yer alan makalemizden ulaşabilirsiniz:….
Taraflar, teknik bir konuda iddialarını mahkemeye bilimsel bir zeminde açıklayabilmek veya dosyada yer alan bilirkişi raporlarındaki eksiklikleri ya da hataları ortaya koyarak olayın tam anlamıyla aydınlatılmasını ve adil bir yargılama yapılmasını sağlamak amacıyla uzman görüşü alarak mahkemeye sunabilir.
Eğer davanız için uzman görüşü sunulmasını talep ederseniz, hukuk büromuz davanızın mevcut aşamasını değerlendirecek ve uygun görülmesi durumunda, ilgili konunun uzmanlarından bilimsel mütalaa talep sürecini başlatacaktır.
Uzman Görüşü hakkında detaylı bilgilere, Güncel Sağlık Hukuku Bülteni'nde yer alan makalemizden ulaşabilirsiniz:….
Evet, sağlık hizmetlerinde reklam uygulamaları yasaktır. Türk Tabipler Birliği Hekimlik Meslek Etiği Kuralları uyarınca hekim, mesleğini uygularken reklam yapamaz, ticari reklamlara araç olamaz, çalışmalarına ticari bir görünüm veremez; insanları yanıltıcı, paniğe düşürücü, yanlış yönlendirici, meslektaşlar arasında haksız rekabete yol açıcı davranışlarda bulunamaz.
Yönetmelik de yer alan ilke ve esaslara uyulması kaydıyla sadece “bilgilendirici tanıtım” uygulamaları yapılabilir. Bu durum Anayasal bir hak olan sağlık hakkı ile bağlantısı bulunan sağlık hizmetinin ticarileştirilmemesi önlemi kapsamında getirilmiştir.
Bilgilendirici Tanıtım uygulaması ile Reklam uygulaması arasındaki ince bir sınır olup, cezai müeyyide ile karşılaşmamak için bilgilendirici tanıtım uygulamalarınız öncesi bir sağlık hukuku avukatından danışmanlık almanızı tavsiye ederiz.
Sağlıkta Reklam Uygulamaları hakkında detaylı bilgilere, Güncel Sağlık Hukuku Bülteni'nde yer alan makalemizden ulaşabilirsiniz:….
Sağlıkta reklam yasağını düzenleyen yönetmelik kapsamında, "Ameliyat veya tıbbi girişim esnasında ve ameliyathanede hasta görüntüsü paylaşılamaz." Bu düzenlemenin gerekçesi, hem hastaların mahremiyet hakkını korumak hem de korkutucu içeriklerin kamuoyuna sunulmasının olumsuz etkilerini engellemektir.
Sağlıkta reklam yasağı ciddi cezai müeyyidelere sebebiyet verecek bir alan olup, cezai müeyyide ile karşılaşmamak için tanıtım uygulamalarınız öncesi bir sağlık hukuku avukatından danışmanlık almanızı tavsiye ederiz.
Sağlıkta Reklam Uygulamaları hakkında detaylı bilgilere, Güncel Sağlık Hukuku Bülteni'nde yer alan makalemizden ulaşabilirsiniz:….
Sağlık hizmetlerinde reklam uygulamaları yasaktır.
Türk Tabipler Birliği Hekimlik Meslek Etiği Kuralları uyarınca hekim, mesleğini uygularken reklam yapamaz, ticari reklamlara araç olamaz, çalışmalarına ticari bir görünüm veremez; insanları yanıltıcı, paniğe düşürücü, yanlış yönlendirici, meslektaşlar arasında haksız rekabete yol açıcı davranışlarda bulunamaz.
Yönetmelik de yer alan ilke ve esaslara uyulması kaydıyla sadece “bilgilendirici tanıtım” uygulamaları yapılabilir. Bu durum Anayasal bir hak olan sağlık hakkı ile bağlantısı bulunan sağlık hizmetinin ticarileştirilmemesi önlemi kapsamında getirilmiştir.
Bu bağlamda sponsorlu reklam verilmesi, sağlık hizmetini ticarileştiren bir eylem olup, haksız rekabet açısından da birçok iddiaya konu olacak bir durumdur. Ek olarak bilgilendirici tanıtım içeriklerinin de sponsorlu olarak yayınlanmaması gerekir.
Bilgilendirici tanıtım uygulamalarınız için bir sağlık hukuku avukatından danışmanlık almanızı tavsiye ederiz.
Sağlıkta Reklam Uygulamaları hakkında detaylı bilgilere, Güncel Sağlık Hukuku Bülteni'nde yer alan makalemizden ulaşabilirsiniz:….
Reklam yasağı kapsamında ihlal tespit edilen muayenehane diş hekimleri iki kez uyarıldıktan sonra, üçüncü ihlalde muayenehanenin faaliyeti üç gün süreyle durdurulur.
Tıp merkezi, poliklinikler ve hastaneler için de cezai müeyyideler aynı olup, iki kez uyarıldıktan sonra, üçüncü ihlalde birimin faaliyeti üç gün süreyle durdurulur.
Ayrıca her uyarı ile para cezası uygulanacak olup, diş hekimi ya da mesul müdür açısından da bağlı bulundukları meslek kuruluşuna / diş hekimleri odasına bildirim yapılacaktır.
Bilgilendirici tanıtım uygulamalarınız için bir sağlık hukuku avukatından danışmanlık almanızı tavsiye ederiz.
Sağlıkta Reklam Uygulamaları hakkında detaylı bilgilere, Güncel Sağlık Hukuku Bülteni'nde yer alan makalemizden ulaşabilirsiniz:….
Reklam yasağı kapsamında ihlal tespit edilen muayenehane hekimleri iki kez uyarıldıktan sonra, üçüncü ihlalde muayenehanenin faaliyeti üç gün süreyle durdurulur.
Tıp merkezi, poliklinikler ve hastaneler için de cezai müeyyideler aynı olup, iki kez uyarıldıktan sonra, üçüncü ihlalde birimin faaliyeti üç gün süreyle durdurulur.
Ayrıca her uyarı ile para cezası uygulanacak olup, ilgili doktor ya da mesul müdür açısından da bağlı bulundukları meslek kuruluşuna / Türk Tabipler Birliğine bildirim yapılacaktır.
Bilgilendirici tanıtım uygulamalarınız için bir sağlık hukuku avukatından danışmanlık almanızı tavsiye ederiz.
Sağlıkta Reklam Uygulamaları hakkında detaylı bilgilere, Güncel Sağlık Hukuku Bülteni'nde yer alan makalemizden ulaşabilirsiniz:….
Türk Tabipler Birliği Hekimlik Meslek Etiği Kuralları uyarınca hekim, mesleğini uygularken reklam yapamaz, ticari reklamlara araç olamaz, çalışmalarına ticari bir görünüm veremez; insanları yanıltıcı, paniğe düşürücü, yanlış yönlendirici, meslektaşlar arasında haksız rekabete yol açıcı davranışlarda bulunamaz
Bu temel kural çerçevesinde sağlık hizmetlerinde reklam uygulamaları yasaktır. Yönetmelik de yer alan ilke ve esaslara uyulması kaydıyla sadece “bilgilendirici tanıtım” uygulamaları yapılabilir. Bu durum Anayasal bir hak olan sağlık hakkı ile bağlantısı bulunan sağlık hizmetinin ticarileştirilmemesi önlemi kapsamında getirilmiştir.
Sağlık sektöründe yapılacak tanıtım uygulamalarının “talep yaratıcılıktan” uzak ve sadece tıbbi bir konuda (reklam veren sağlık çalışanı ya da sağlık kuruluşunun tıbbi içerik konusunda yetkisi olması gerekmektedir.) kamuyu bilgilendirecek içerikler olması gerekmektedir.
Bilgilendirici Tanıtım uygulaması ile Reklam uygulaması arasındaki ince bir sınır olup, cezai müeyyide ile karşılaşmamak için bilgilendirici tanıtım uygulamalarınız için bir sağlık hukuku avukatından danışmanlık almanızı tavsiye ederiz.
Sağlıkta Reklam Uygulamaları hakkında detaylı bilgilere, Güncel Sağlık Hukuku Bülteni'nde yer alan makalemizden ulaşabilirsiniz:….
FARKLI BİR SORUNUZ MU VAR?
Bize yazın
BİZE ULAŞIN
Hukuki Çözümler, Güvenilir Ellerde